31 Ekim 2011 Pazartesi

Başlangıç


mevsimsiz bekleyişlerim,
sığındım ıssızlığına kalabalığın.
neden sonuç ilişkilerinin sıradanlaştığı
bağlamlardan önceydi, sessizdim.
sonrasında kustum tüm cümlelerini ruhumun
-ki bıkkınlığın içimden çıkmak için zorladığı günlerdi
savrululuşları görmüştüm, anlatılanlarda vardı üstelik
ben onlardan değilmişim, anladım.
başka dağılmaydı benimki
bayalaştıkça çoğalan sinsi körelişler
 içimde tuttuğum gözyaşlarının biriktirdiği düşleri
isimlendirememiş olmamın cahaleti
büyümek yada büyüdüğüne inanmış olmanın karamsarlığı
hatta gölgesiydi yaşam.

bundan, bundan ibaret diyebilmek için
sınırlarını çiziyorum çökmelerin
herhangi bir uçurumun herhangi bir köşesinde
yıldızları sayan ve hatta sahiplenerek avunan büyük birileri
küçük prense rağmen
içiyor olmamdan utanarak içiyorum çoğu zaman
sarhoş bile olmuyorum üstüne üstlük
unutamıyorum içimi kanatan derdimi

bazen yağmur yağıyor
arada sırada  esiyor rüzgar
bazense sıcak bir durgunluğu var havanın
kar yağdı örtmedi toprağı
kapısına kilit vurulan arka bahçede
turuncu çiçeklerde gördüm
bilmiyorum ömrümün hangi mevsimindeyim
denizin kokusu burnumda
sil baştan yaşamayı öğütleyen o mavi beyaz ıslaklığın
uzağında kaldım seziyorum.
cesaretsizliğimdendir elbet
korkudan değil. bu iyi
anlatacağım her anını
sevgili okur umut edelimki mutsuzlukla bitip
üzmesin bu uzayan şiir hiç kimseyi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder