dokunduğum tahtakuruları ölmüyor
elimde seçilemeyen bir rengin kan kokusu
yatağım eksik ve uykusuz yalnızlığım
şükrediyorum alışılmış ayrılıklara
terinle abdest alıp kuran okuyorum
çığlıklarımı duymuyor kimse
bırakılmış dinlerin kaybolan duası
bu cinayeti siz sahiplenin
denizler bilmez özgürlüktür acı suçlular için
evimden sıcak cehennem, bu yüzden korkmuyorum
hayır tahtakurusunu ben öldürmedim
kıyısında yatağımın duruyordu öylece görmüştüm
kanadı kırık ilaheler not alıyordu düşlerimi
gözümü kapatıp savuşturuyordum düşüşlerimi
gittiğini fark etmedim bile
elimdeki kan kokusunu fark edince
abdest alıp kendimle
namaz kıldım
bağışladım elbette yaptıklarını
boğazımda bıraktığı yarım nefesi bile
içime sakladım
özledim şimdiden keratayı
şimdi gelse de bütün yatağımı yese keşke